Evden Çalışma ve Akış 2
- Gülay Öztürk
- 3 May 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Tem 2023

Akış haline nasıl ulaşırız?
İş bizi biraz zorlamalı, yapılan araştırmalar çalışanların işte çeşitlilik ve zorluk yaşamaması nedeniyle kaygı yaşadığını gösteriyor. Becerileri geliştiren bir uğraş insanı geliştiriyor oysa edilgen bir uğraş bir süre sonra sıkılmamıza neden oluyor.
Sadece sonuca odaklanmak (örneğin salt başarıya) bizi yine akış halinden koparıyor. Sonuç yerine süreç içerisindeki eyleme odaklanmak ve yoğunlaşmak, becerilerimizdeki gelişime odaklanmak bizi eylemden zevk alır hale getiriyor bu da bizi akışta tutuyor.
Yaşamın kalitesini belirleyen şey dikkatimizi nasıl odakladığımız, Odaklanma becerisi yüksek insanlar daha fazla akışı deneyimleyebiliyor.
Ödül ve cezadan bağımsız özerk bir yapıda olmak da bilinenin aksine kişiyi bağımsızlaştırıyor, benliğinin büyümesine katkı sağlıyor. Diğeri bağımlı bir ilişkiye sebep oluyor ve beyne ödül yoksa ''çalışma'' sinyalini gönderiyor.
Organizasyonun hedeflerinden bağımsız kişinin kendi kişisel gelişimi için özamaç belirlemesi kişiyi yine akışta tutuyor. Örneğin broker’sınız, borsada kazanmak, para kazanmak burada özamaç değil. Özamaç beceri sonunda gelen zevk duygusu, bu da sizin onlarca bilanço arasından o şirketin bilançolarındaki farklılığı görmeniz, bilançoları, analizleri yorumları doğru okumanız ve sentezlemenizle sergilediğiniz beceri ile mümkün, işte bu beceri arttıkça siz zevk alıyor, özerk oluyor ve akışta oluyorsunuz. Ya da kur atışı nedeniyle müşteriyle anlaştığınız fiyattan ürünü satabilmeniz mümkün değil. Bu problemi sorun görmek yerine kendi becerilerimizi geliştirmek için bir fırsat olarak görmek de bir seçenek. Zorluğu iki tarafı da mutlu edecek şekilde çözdüğümüzde becerilerinizi arttırmış oluyororuz bu bize özgüven ve iş’ten zevk alma olarak geri dönüyor.
Akış halindeyken benliğiniz edilgen olur, benliğiniz sanki o işi yaparken erir ve işin sonunda başka bir şeye dönüşür, buna benlik büyümesi, bilinç büyümesi diyoruz. Zihin benlikle meşgul olduğunda çok fazla enerjimiz tükenir. Ya başkalarına göre iyiyizdir ya da yavaş, kötü, hızlı, dinamik. Oysa bu bakışaçısı bize hiçbir zaman bir fayda sağlamaz. Sadece yaptığımız iş’te becerimizin ne olduğunu bilmeye ve o becerimizi geliştirmekle ilgili bir hedefe ihtiyacımız vardır. Neredeydim, nereye geldi mi görmek bu içsel değerlendirme ve içsel geri bildirimi kendine vermek bizi besler.
Etkin olma hali, katılımcılık. Eylem fırsatlarını görmek ve buna göre kendi kişisel hedefini belirleyerek harekete geçmek önemli. Eylem sürecinde içgözlemde olup kendi kendimize geribildirim vermek bizi dışa bağımlılıktan kurtarıyor ve içdeğerlendirme yetkinliğimiz artıyor. Diğer taraftan dışardan gelen geribildirimleri görmezden gelirsek bu bizde körlük yaratıyor, sürekli dışardan geribildirim arayışında olursak da bu bizde bağımlılık yapıyor. İhtiyacımız olan bu ikisi arasında denge sağlamak.
Ustalık. Bir etkinlik dışardan ne kadar kendini tekrar eden, sıkıcı bir süreç olarak görülse de etkinlikteki özamacını belirleyerek, zihnini denetleyerek, becerilerini arttırarak kişi bu etkinliği yapılandırabilir. Boşvakitler bile yapılandırılmadığında can sıkıntısına dönüşebilir. Zevkli hale getirdiğimiz eylemi becerilerimizi arttırarak, kendimizi gözlemleyerek ne kadar tekrar edersek o kadar ustalaşıyoruz ve o kadar akışta olabiliyoruz.
İçsel ödüllendirme. Kişi dışarıdan gelecek varsayımsal bir ödül yerine süreçlerdeki gelişim ve beceri artışıyla elde edeceği kazanımlarla kendini içsel olarak ödüllendirildiğinde çalışma hayatını özerk bir yapıya dönüştürür. Ödül olarak peki bizi ne akışta tutar? Çok çalıştım harka bir 10 dakikalık müzik arası verebilirim diyebilirsiniz ya da bir prefitrol yiyebilirsiniz, kısa bir egzersiz ya da kocaman bir sandviçle kendinizi ödüllendirebilirsiniz? Sizce bunların arasında fark var mı? Evet var. Bazıları size zevk verir bazılarıysa haz verir. Haz kocaman bir sandviçle ya da profitrolle gelen duygudur sizi akışta tutar ama benlik büyümesine katkı sağlamaz. Hergün 10 dakika aynı bestecinin bestelerini dinlerseniz bir süre sonra onun eserlerindeki farkı görmeye başlarsınız bu sizde benlik büyümesi yaratır aynı şey egzersiz için de geçerlidir başta 2.5 kg ağırlıkla yaparken 5 kg sonra 10 kg ağırlıkla çalışmaya başlarsınız, kaslarınızı zedelememek için doğru duruşu bulmaya çalışırsınız. Müzik ve sporda dikkat, odaklanma, yoğunlaşma vardır bir süre sonra zevk almaya başlarsınız.
Dikkatimizi kendimize, düşüncelerimize odaklamak yerine dış dünyaya odaklamalıyız. Düşüncelere takılı kalmak bizim problem çözme yetkinliğimizi zayıflatır. Yeni çözümler keşfetmek ya probleme farklı bir bakışaçısıyla yeni çözüme bakarak olur, ya da bütünsel değerlendirerek farklı ve bambaşka yollar arayarak.
Akış içinde olacağımız bir düzen yaratmazsak enerjimiz zihinsel iç kargaşa içinde kaybolur.
İnsan nedensiz güçlü bir bir özgüven içinde hareket eder, kendini çevreye açık tutar ve çevreye katılırsa çözüm büyük olasılıkla karşısına çıkacaktır. Zihnimiz düşündüğümüz çerçevelerin dışına çıkmaz, nasıl hissettiğimize göre davranırsak başka olasılıkları farkedemeyiz.
Bilimsel bir çalışma insanların uyanık zamanlarının % 47’sini yapmakta oldukları işten farklı bir şey düşündüğünü gösteriyor.
Evden çalışma ya da normal ofis, nerede olursanız olun; önemli olan bir özamaç belirlemek, beceri geliştirmek, kendini denetlemek, kendini ödüllendirmek, geri bildirim almak ve problem olduğunda esnek çözümler bulabilmek için zihni denetlemek değil mi ne dersiniz?
Opmerkingen