Barış Üzerine...
- Gülay Öztürk
- 3 May 2021
- 1 dakikada okunur

İçimdeki ilahi olan, içindeki ilahi olanı selamlıyor cümlesini anlatır Nameste. Tek bir kelime ne çok anlam barındırır.
İçimizdeki ilahi olanla bağlantıda olmayı yitirdiğimiz zamanlardır kaybolduğumuz zamanlar. Böyle zamanların dış dünyaya yansımasıysa öfke, gerilim, fiziksel olmasa bile pasif şiddet ve kendimizle, dünyayla kopukluk olur.
Testinin içinde ne varsa dışarı o sızar demesi o yüzden Rumi’nin, içerde ne varsa dışarı o yansır. Tüm şiddet olaylarının kıvılcımı o olaya sebep olan kişilerin kalplerinde ve zihinlerindeki savaştır aslında.
Yaşamda mükemmellik aramak bir özlem, sadece barışı istemek hayalperestlik, kötülükleri gözardı etmek saflık. Herşey karşıtıyla varoluyor ve yaşam karşıtlıkların birbirini tamamlamasıyla mana kazanıyor.
Siz de deneyimlemişsinizdir, yargılamak bedendeki enerjiyi tüketir; neyin doğru neyin yanlış olduğuna, neyin bize iyi geldiği ya da gelmediğine ilişkin bu güçlü bir işarettir. Yargı karşıt fikirlerin de olabileceğini kabul etmez, karşı tarafı anlamaya çalışmaz, yargının içinde ötekileştirme, ayrı görme vardır. Yargının kulakları sağır, kalple köprüsü yıkıktır, sadece tek taraflı bir konuşmadır. Gerçekteyse yargılayan kişide kıyaslama, eleştirerek kendini iyi hissetme hali vardır. Kendi hayatını yeterli görmeyen kişi diğerlerini yargılayarak geçici bir iyi hissetme yaşamak ister. Yargıyla karşımızdakinin içindeki ilahi olanı yok saydığımız gibi kendi içimizdeki ilahi olanla da bağımızı keseriz. Yargılamak fiziksel şiddete zemin hazırlayan pasif şiddetin tohumudur.
Dünyadaki barış için önce kendi düşman düşüncelerimizle uzlaşsak nasıl olur?
Komentarze